İletişim Başkanı Fahrettin Altun, başkanlığın konferans salonunda düzenlenen “Büyük Türkiye Vizyonu Paneli”ne katıldı.
Fahrettin Altun, “Bu yeni yüzyılı geçmişin deneyimlerini bugünün imkan ve kabiliyetleriyle birleştirdiğimiz, geleceğin fırsat ve meydan okumalarını öngörerek ilerlediğimiz bir yeni şahlanış ve yükseliş yüzyılı olarak görüyoruz. 2023 yılıyla birlikte ivme kazanacak olan ‘Büyük Türkiye’ vizyonumuz, Cumhurbaşkanımızın da defaatle ifade ettiği üzere Türkiye’nin 2053 ve 2071 vizyonlarının inşasına giden yolun başlangıcını oluşturmaktadır. Bu bakımından da özel bir öneme haizdir.” diye konuştu.
“Çok önemli kazanımlar elde ettik”
Altun, Türkiye’nin son 20 yılda eğitimden sağlığa, ulaştırmadan turizme, enerjiden sanayiye, ekonomiden dış politikaya, savunma sanayiinden terörle mücadeleye bütün alanlarda ciddi atılımlar, önemli gelişmeler kaydettiğini dile getirerek, “Bu dönemde siyasal istikrarımızı, ekonomik potansiyelimizi, toplumsal refahımızı ve milli güvenliğimizi tahkim etme noktasında çok önemli kazanımlar elde ettik.” dedi.
“Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı faydaları geçtiğimiz 5 yılda görmüştür, yaşamıştır”
Altun, yapılan atılımlardan en önemlisinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
Bu adımla Türkiye’nin idari sistemindeki kronik sorunları çözüme kavuşturulmuş, koalisyon dönemlerinin sıkıntılarının bertaraf edildiği bir yapı kurulmuş, siyasal ve ekonomik istikrar güçlenmiş, kamu yönetimine hız ve eşgüdüm kazandırılmıştır. Ülkemizin geleceği adına çok önemli olan bu adımın mimarı hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı faydaları ilk dönemde bile çok bariz şekilde geçtiğimiz 5 yılda görmüştür, yaşamıştır.
“PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile DEAŞ ve FETÖ ile mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz”
Türkiye’nin son 20 yılda vesayet odaklarını bertaraf ederek demokrasiyi güçlendirdiğini, terör örgütleriyle mücadele ederek milli güvenliğini daha sağlam şekilde tahkim ettiğini kaydeden Altun şöyle devam etti:
İçte ve dışta ülkemizi hedef alan tehditleri bertaraf ederken, PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile DEAŞ ve FETÖ ile mücadelemizi sürdürdük, sürdürmeye devam ediyoruz. Bu terör örgütleri tamamen tarihin çöp sepetine atılana kadar da mücadelemizi kararlılıkla güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla terörle mücadelede bir konsept değişikliğine giderek, terörü kaynağında kurutma stratejisi kararlılıkla uygulandı ve bu strateji ile birlikte terörle mücadelede tarihi başarılara imza atıldı.
“Terör örgütlerine umut vaat eden bir muhalefet çizgisinin var olduğunu üzülerek gördük”
Türkiye’nin terörle mücadeleden taviz vermeyeceğini ifade eden Altun şu ifadeleri kullandı:
Ancak belirtmek zorundayım ki bulunduğumuz süreçlerde, malum seçim sürecinin içindeyiz. Bu seçim süreçlerinde terör örgütlerine umut vaat eden bir muhalefet çizgisinin var olduğunu üzülerek gördük. Maalesef bu millet, terör örgütlerinin kendisine destek açıkladığı bir cumhurbaşkanı adayına da şahit oldu.
“Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçmiştir”
Altun, konuşmasına şöyle devam etti:
İşin hazin yanı ise bunlardan ‘Bizim terör örgütlerinin desteğine ihtiyacımız yok. Biz bu açıklamalardan beriyiz’ gibi bir reddiyeyi de duymadık, ne yazık ki duyamadık. Bu da milletimiz tarafından terör örgütleriyle kol kola olmalarının zımni (kapalı bir biçimde söylenen) bir kabulü olarak algılandı. Terör örgütünün ve onun siyasi uzantısının söylemlerinin bir muhalefet partisi ve onun cumhurbaşkanı adayınca dillendirilmesi, Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu iş birliği ortaya döküldüğünde ise sarıldıkları yalanlarla, iftiralarla, dezenformasyonlarla siyaset sahnesini kirletmeye çalıştılar. Ancak milletimiz terör örgütleriyle beraber seçim kampanyası yürütenlere cevabını 14 Mayıs’ta verdi ve inanıyoruz ki 28 Mayıs’ta da çok güçlü bir şekilde vereceği cevapla böyle bir tabloyu kabul etmediğini ve asla kabul etmeyeceğini milletimiz bir kez daha gösterecektir.
Panel, Altun’un konuşmasının ardından ilk oturum ile devam etti.
