Türk Harb-İş Sendikası Başkanı: İşçilerin geçim sorunu var

Türk Harb-İş Sendikası Başkanı Alaattin Soydan, Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri fabrikalarda ve tersanelerde çalışan işçilerin geçinemediğini belirterek, “Son yapılan kamu çerçeve protokolü üzerinden 8 ay geçmesine rağmen önlenemeyen enflasyon nedeniyle alım gücümüz düşmüş ve toplu sözleşme imzaladığımız dönemden daha kötü bir duruma gelmiştir. Peki soruyorum size, asgari ücretli, memur, emekli bu olağanüstü süreçten geçiyor onlara olağan dışı çözümler aranıyor da işçi başka bir ülkede mi yaşıyor” dedi. Soydan ayrıca, ücretlerden dolayı askeri fabrikalarda nitelikli işçinin kalmayacağı uyarında bulunarak, “Bu insanları küstürmeyin, bu insanların dertlerine çare bulun. Aksi takdirde üzülerek söylüyorum, elimizdeki yetişmiş ve kalifiye insanları kaçıracaksınız. Bu durumda yine korkarak söylüyorum ki, milli savunmada yüzde 100 milli olmak ve dışa bağımlılığı bitirme hedefimiz çok ciddi yara alacaktır” dedi.

Türk Harb-İş Sendikası Başkanı Alaattin Soydan, Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri fabrikalarda ve tersanelerde çalışan işçilerin sorunlarına ilişkin bugün sendika genel merkezinin önünde basın açıklaması yaptı.

Türkiye’nin birçok ilinden Ankara’ya doğru yürüyüş başlatan işçilerin de katılımıyla yapılan basın açıklamasında Soydan, özetle şunları söyledi:

NE YAZIK Kİ, DERDİMİZE DERMAN BULAMADIK”

“Türk Harb İş Sendikası olarak, bizim bulunduğumuz iş kolu, Milli Savunma ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri iş yerleri, özel güvenlik görevlileri ve yabancı askeri iş yerlerini kapsayan iş koludur. Bizim yaptığımız iş öyle sıradan bir iş değildir. En net ifadesiyle ülkemizin bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendirmektedir. Temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumu her yerde dile getirdik, herkese derdimizi anlatmaya çalıştık. Ama ne yazık ki, derdimize derman bulamadık. Artık bıçak kemiği parçalamaya başlayınca üyelerimizin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek ve artık hak edenin hakkını alabilmesi için, 26 Aralık 2023 tarihinde genel merkezimizde başkanlar kurulunu topladık. Gerçekleştirdiğimiz başkanlar kurulu toplantımızda, 6 saate yakın bir toplantı gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz zor süreci en ince ayrıntısına kadar değerlendirdik ve artık eylemsellik sürecine başlatmamız gerektiğine karar verdik.

ENFLASYON NEDENİYLE ALIM GÜCÜMÜZ DÜŞMÜŞ VE TOPLU SÖZLEŞME İMZALADIĞIMIZ DÖNEMDEN DAHA KÖTÜ BİR DURUMA GELMİŞTİR”

Son yapılan kamu çerçeve protokolü üzerinden 8 ay geçmesine rağmen önlenemeyen enflasyon nedeniyle alım gücümüz düşmüş ve toplu sözleşme imzaladığımız dönemden daha kötü bir duruma gelmiştir. Ülkemiz ekonomik olarak olağanüstü bir süreçten geçmektedir. Olağanüstü dönemlerin de olağanüstü çözümleri olacaktır. Bunun içindir ki yılda bir defa toplanan asgari ücret tespit komisyonu 2 senedir altı ayda bir toplanmıştır. Bunun içindir ki memura sekiz bin lira seyyanen zam verilmesi söz konusu olmuştur. Yine bu sebepten emeklilerin maaş artışlarına olağan dışı çözümler üretiliyor. Peki soruyorum size, asgari ücretli, memur, emekli bu olağanüstü süreçten geçiyor onlara olağan dışı çözümler aranıyor da işçi başka bir ülkede mi yaşıyor? İşçi ülkemizde yaşanan bu enflasyondan etkilenmiyor mu? İşçinin alım gücü düşmüyor mu?

Buradan sizin aracılığınızla yetkililere bir kez daha sesleniyorum. Kamu işçisi çok zor durumdadır. Dayanacak gücü kalmamıştır. Toplumun diğer çalışan kesimlerine nasıl çareler üretiliyorsa aynısını kamu işçisi olarak bizler de beklemekteyiz.

ELİMİZDEKİ YETİŞMİŞ VE KALİFİYE İNSANLARI KAÇIRACAKSINIZ. ASKERİ FABRİKALAR VE TERSANELERDE VASAT VE VASATIN ALTI DIŞARIDA İŞ BULMAYACAK İNSANLARLA İŞ ÇIKARTMAYA ÇALIŞACAKSINIZ”

Bu ülkenin uçakları uçuran, gemileri ve denizaltıları yüzdüren, tankları yürüten, 7 gün 24 saat bu ülkenin radarlarını faal tutan, sınır ötesinde görevlendirilip ateş hattında tankları tamir eden, görev avansını alamadığı halde cebinden para vererek devletinin verdiği göreve giden, gittiği birçok yerde ikinci hatta üçüncü sınıf insan muamelesi görerek orduevlerinde, misafirhanelerde ‘sen işçisin’ diye yer verilmediği için çadırlarda, konteynerlerde, asker koğuşlarında kalarak görevini yapan insanlardan bahsediyorum. Martta yüzde 20, mayısta yüzde 27 vergi dilimine giren şu anda aldığı ortalama 24-25 bin lira ücretin yarısını ev kirasına vererek ay sonunu getirmeye çalışan insanlardan bahsediyorum. Kendi emsalleri vakıf veya özel şirketlerinde yaklaşık 2 katı, yurt dışındaki şirketlerde 4 katı ücret alırken benim devletimin bana ihtiyacı var diye vatan millet sevdası ile görev yapan insanlardan bahsediyorum. Bu insanları küstürmeyin, bu insanların dertlerine çare bulun. Aksi takdirde üzülerek söylüyorum, elimizdeki yetişmiş ve kalifiye insanları kaçıracaksınız. Askeri fabrikalar ve tersanelerde vasat ve vasatın altı dışarıda iş bulmayacak insanlarla iş çıkartmaya çalışacaksınız.

MİLLİ SAVUNMADA YÜZDE 100 MİLLİ OLMAK VE DIŞA BAĞIMLILIĞI BİTİRME HEDEFİMİZ ÇOK CİDDİ YARA ALACAKTIR”

Bu durumda yine korkarak söylüyorum ki, milli savunmada yüzde 100 milli olmak ve dışa bağımlılığı bitirme hedefimiz çok ciddi yara alacaktır. Ülkemizin coğrafi konumu ve etrafında cereyan eden olaylar da dikkate alındığında bunun altını çok net çizerek söylüyorum milli savunma bir beka meselesidir. Milli savunma bir ülkeye belki yüz yılda bir kere gerekli olur, ama o gün hazır değilseniz sonu korkunç olur. Onun için yine diyorum ki, milli savunmada maliyet hesabı yapamazsınız. Ayrıca ?unu da ifade etmek istiyorum; ülkemizde uygulanan vergi politikaları nedeniyle, işçilerimizin hayatları daha da ağırlaşıyor, adaletsiz gelir vergisi yüzünden, işçinin eline geçen net ücret, vergi oranlarının yüksekliği ve vergi dilimleri nedeniyle yıl sonuna gelindiğinde hatırı sayılır bir şekilde azalmaktadır. İşte bu nedenle yıllardır üzerine basa basa vergide adalet diyor, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir